ARALIK AYI SİYASİ GELIŞMELERİ
Aralık ayında siyasi ajandada artık kanıksanan parlamento çekişmelerini bir kenara bırakırsak, en önemli gelişme olarak Türkmenistan Devlet Başkani Saparmurad Niyazov’un ani ölümünü gösterebiliriz. Ukrayna’nın gaz temininde hayati oneme sahip bir ülkenin, ülkeyi 21 yıldır yöneten Devlet Başkanı’nın halefini belirlemeden ölümü sonrasında enerji politikasinda nasıl bir yol izleyeceği bir soru işareti olarak durmaktadır.
Bilindiği üzere 2007’nin ilk aylarında belirlenecek olan yeni gaz alım fiyatlarına kadar Ukrayna’nın gaz fiyatları 130 usd/bin m3 olarak belirlenmişti. Ancak, fiyatların Rusya’dan gaz alımı yapan Avrupa ülkelerine verilen 230 usd’lik fiyattan %40 daha düşük olmasının temel sebebi Türkmen gazıdır.
Ukrayna’nın 2007 gaz alım kompozisyonuna baktığımızda hesaplanan yerli gaz üretiminin 20 milyar m3, ithalatin ise 55 milyar m3 olacağı öngörülmektedir. Sözkonusu gaz alımı bilindiği üzere RossUkrEnergo şirketi üzerinden Rusya’dan yapılmaktadır. Rusya, gazı düşük fiyattan verebilmek icin Orta Asya ülkelerinden ithal ettiği gazı kullanmaktadır. Orta Asya ülkelerinden Ukrayna tarafından temin edilen gazın kompozisyonunda Türkmen gazı %73, Özbek gazı 12% ve Kazak gazı 15%’tir.
Ucuz Türkmen gazının fiyatı konusunda yeni oluşacak Hükümet gözden geçirme talep edip fiyatı yükseltirse, Rusya’nın da Ukrayna’ya gazı olusacak yeni fiyat üzerinden satacağı beklenebilir. Bu durum, Ukrayna için beklenmeyen ilave bir maliyet artışına neden olacaktır; ya da Rusya gazın fiyatını bazı kritik konularda müzakere edebileceği joker kart olarak elinde tutabilecektir.
Diğer önemli konu ise Yanukoviç’in özellikle Amerika ziyareti esnasında ortaya çıkan Hükümet ve Devlet Başkanı arasındaki gerginliktir. Yuşenko yanlısı Dişişleri Bakanı’nın Başbakan’ın Amerika seyahatinin meşruluğunu sorgulayıcı gözükebilecek eylemleri neticesinde Parlamento’nun kararıyla görevinden azledilmesi, Devlet Başkanı’nın bu karara karşı durması, sonrasında Dışişleri Bakanı’nın Bakanlar Kurulu’na alınmaması, oluşan gerginliğin su yüzüne çıkmasıdır. Ayrıca, Devlet Başkanı bütçeyi de önce veto etmiş, sonrasında yapılan bazı değişiklikler neticesinde
Her ne kadar Parlamento aritmetiği açısından bakıldığında Hükümet’in arkasında gerekli olan Parlamenter sayısı yeterli gibi gözükse de Devlet Başkanı’nın vetosunun ardından sağlanması gereken 300 Parlamenter sayısı Hükümet’in üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanmaktadır. Öte yandan, karşılıklı olarak bir güç dengesinin yavaş yavaş yerleştiği, önemli kararların da uzlaşma neticesinde alınabileceği izlenimi edinilmektedir. Örnegin, WTO üyeligi icin kararlar hızla alınmış ancak NATO üyeliği gibi konulardan uzak durulmasi tercih edilmistir. Dışarıdan istikrarsızlık gibi durabilecek bircok faktörün henuz genç sayılabilecek Ukrayna demokrasisinin nevi sahşına münhasır kendi dinamikleri içerisinde çözülebileceği düşünülmektedir. Ancak, iç ve dış politikada yaşanan gerginliklerin devletin politikasındaki yeknesaklığı bozması durumunda bunun birçok konuda bir dizi olumsuz yansıması olabileceği de kuşkusuzdur.
ARALIK AYI EKONOMİK GELİŞMELERİ
Parlamento’nun Ukrayna’nın WTO üyeliği için tüm kararları benimsemesinden sonra WTO üyeliği için prensipte bir engel kalmamıştır. İkili görüşmelerde ise kalan son iki ülkeden Tayvan’la anlaşılmış ancak Kırgızistan’la bir neticeye varılamamıştır. Ukrayna’nın ya Kırgızistan’la ikili görüşmelerini olumlu sonuçlandırması ya da WTO’yu Kırgızistan’ın taleplerinin politik temelli olduğuna ikna etmesi gerekmektedir. Tüm bunların sonuçlanması durumunda dahi WTO’nun 12-14 Şubat’ta Arjantin’de yapacağı gözden geçirme toplantılarına kadar Ukrayna’nın gerçekleştirmesi gereken bir dizi formalite bulunmaktadır. Bu nedenle, tam üyeliğin ancak yılın ikinci yarısına yetişebileceği düşünülmektedir.
Diger bir gelişme ise Ukrayna’nın dış yükümlülüklerinin geçen 12 ay zarfında 24.6% oranında artış göstermesidir. Özellikle bankacılık sektörünün toplamdaki payının 21% artması dikkat çekicidir. Ancak her yıl giderek düşen kamu dış borclanmasının ise 2007 yılında artacağı düşünülmektedir. Zira, Hükümet’in giderek iç borçlanmadan ziyade dış borçlanmaya ağırlık vermeye başladığı görülmektedir.
Aralık ayında devletin KDV iadesi anlamında borcu 7 Mlyar UAH’ye ulaştı. (Yaklaşık 1.4 Milyar USD) Bu borcun %25’i devletin yasal inceleme süresi olan 60 günlük rakama tekabül etse de kalanı hazinenin şirketlere olan borcudur. Ayrıca, KDV iadelerindeki operasyonel yetersizlik şirketlerin maliyetlerini yükseltmekte ve kuruluşların nakit döngülerini ciddi şekilde etkilemektedir. Bu durumun nihayetinde ticari kredilere olan talebi tetiklemesi kaçınılmaz olacaktır.
Yeni yılınız ve kurban bayramınız kutlu olsun.
Editor: Ali Şener;
Head of Turkish Business Desk
Corporate Banking Department Ukrsibbank BNP Paribas Group
2/12, Andriyivska Str.; 04070 Kyiv;
Tel.: +380 44 585 01 46 Fax: +380 44 537 50 57
Mobile: +38 067 246 38 96 email: [email protected]
Bu dokumandaki bilgiler sadece bilgi vermek amaciyla hazirlanmistir. Ukrsibbank onceden bilgi vermeksizin degistirme hakkina sahiptir. Ayrica verilen bilgilerin dogrulugu ve guvenilirligi hususunda da herhangi bir garanti vermemektedir. Bu bilgilere dayanarak yapilacak bir yatirim konusunda Ukrsibbank herhangi bir sorumluluk