9.4 C
Kiev
Cuma, Mart 29, 2024
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Ruslar da Özür Diler mi?




“Soykırım
yapıldı”
, “Geçmişle yüzleşmenin zamanı geldi”
türünden sözlere, son yıllarda sıkça rastlıyoruz. Ukrayna’dan söz ediyorum.
Geride bırak
tığımız 2008
yılı, “Holodomor” olarak adlandırılan büyük açlık felaketinin 75.
yılıydı. Söz konusu açlık felaketi, 1932 – 33 yıllarında, Sovyet yönetiminin
tarımda kolektifleştirme politikasının ve köylülerin tarım ürünlerine el
konmasının sonucunda Ukrayna’da, Rusya’nın Don ve Volga havzalarında ve
Sibirya’da yaşanmış ve milyonlarca köylü hayatını kaybetmişti. Ukrayna
yönetimi, bazı tahminlere göre 3, bazı tahminlere göre ise 10 milyondan fazla
insanın ölümüyle sonuçlanan bu felaketin, dönemin Moskova yönetimi tarafından
bilinçli olarak planlanmış ve Ukrayna ulusunu ortadan kaldırmayı amaçlayan bir
soykırım politikası olduğunu savunuyor. Bu iddiaya göre Don bölgesi de Ukrayna
kökenli Kazakların bulunduğu bir alan olduğu için, o bölgede de Ukraynalıların
imhası hedeflenmiş. Bu iddiaya karşı çıkanlar, felaketin kırsal alanlarda
yaşandığını ve dönemin Ukrayna toplumunun büyük ölçüde köylü olmasından ötürü
Ukraynalıların çok kayıp verdiğini, diğer taraftan Ruslardan da aynı dönemde
milyonlarca kişinin hayatını kaybettiğini söylüyor.

Holodomor’un
soykırım olduğu iddiası Soğuk Savaş döneminde Ukrayna diasporası tarafından
ortaya atıldı. 2004’teki turuncu devrimden sonra ise bu iddiayı içeride ve
dışarıda kabul ettirmek, resmi devlet politikası haline geldi. Konu, Devlet
Başkanı Viktor Yuşçenko’nun ulusal proje olarak gördüğü konulardan biri.
İçeride, yayın organları ve okullar aracılığıyla yeni nesillere, Ukraynalıların
sırf Ukraynalı olduğu için öldürüldükleri düşüncesi aşılanmak isteniyor. Bu
amaçla, iki yıl önce parlamentoda, Holodomor’un soykırım olduğunun inkârını suç
sayan bir yasa kabul edildi. Ancak söz konusu yasanın cezai yaptırımı yok; yani
“soykırımı” kabul etmeyene ceza verilmiyor.
Yuşçenko, geçen sene de “soykırımı inkâra”
cezai yaptırım getiren bir yasayı parlamentoya sundu. Ancak ülke içinde bu
konuda görüş birliği olmadığı için, halkın yarıya yakınını cezalandırabilecek
böyle bir tasarı kabul
edilmedi.

Diğer taraftan, Kiev’de, İkinci Dünya Savaşı’nda
ölenlerin anısına yapılmış olan meçhul asker anıtının yanıbaşına, Erivan’daki “soykırım
anıtını”
çağrıştıran bir Holodomor anıtı dikildi geçen haftalarda. Meçhul
asker anıtı, Kiev’i ziyaret eden
yabancı devlet yetkililerinin resmi ziyaret programının ilk sırasında yer
alıyor. Böylece, Kiev’i ziyaret eden
yabancı devlet yetkilileri, Ukrayna’nın “soykırım anıtını” da ziyaret
etmiş olacaklar.

Yuşçenko, yabancı ülkelere düzenlediği ziyaretlerin
hemen hemen tamamında, “soykırımın tanınmasını” gündeme getiriyor. Zaten
ABD ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi Rusya’yla gergin ilişkilere sahip pek çok
ülke, “soykırımı” tanımış durumda. Avrupa Parlamentosu’nda da geçen
aylarda Holodomor’u “Ukrayna ulusuna karşı işlenmiş insanlık suçu”
olarak tanıyan bir karar kabul
edildi. Fakat Rusya’nın çabaları sonucunda, “soykırım” ifadesi metinden
çıkarıldı. “Soykırımı” tanıyan ülkelerin, başta Ukrayna olmak üzere, söz
konusu eylemlerin Sovyet yönetimi tarafından işlendiğini ve bugünkü Rusya’nın
suçlanmadığını söylemelerine karşılık, resmen Sovyetler Birliği’nin “devam eden devleti” olarak
tanınan ve Sovyet geçmişi ile övünen Rusya’nın bu sözlere uyup “anlayış
göstereceğini”
beklemek, pek gerçekçi
değil; göstermiyor da zaten. Ruslar, konunun uluslararası kuruluşlarda gündeme
gelmesinin önlenmesinde Türklerin kendilerine yardımcı olduğunu söylüyorlar.
Rusya ise her ne kadar parlamentosu sözde Ermeni soykırımını tanımış olsa da, Ermeni sorununda
sessiz kalmayı tercih ediyor.

 

(Deniz Berktay, Cumhuriyet) 

Diğer Haberler

Bizi Takip Edin

26,500BeğenenlerBeğen
3,252TakipçilerTakip Et
3,989AboneAbone Ol
- Reklam -spot_img

Güncel Haberler