8.2 C
Kiev
Perşembe, Mart 28, 2024
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Ukrayna’da özelleştirme fırsatlarını Türk firmaları iyi değerlendirmeli, Burak Pehlivan Anadolu Ajansı röportaj

Ukrayna’da özelleştirme fırsatlarını Türk firmaları iyi değerlendirmeli, Burak Pehlivan Anadolu Ajansı röportaj - 1

TÜİK verilerin göre, Türkiye geçen yıl Ukrayna’dan 2.5 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirirken, aynı dönemde ülkeye 1.3 milyar dolarlık ihracat yapmış. Türkiye ve Ukrayna arasındaki yaklaşık 4 milyar dolarlık ticaret hacmini nasıl değerlendiriyorsunuz? İki ülke arasındaki ekonomik işbirliklerini yeterli buluyor musunuz? 

Türkiye ve Ukrayna arasındaki 4 milyarlık $’lık dış ticaret hacmi kesinlikle gerçek potansiyeli yansıtmıyor. 2008 yılında 8 milyar $’a ulaşan karşılıklı ticaretten bu noktalara geriledik. İki ülke cumhurbaşkanlarının iş dünyalarının önüne koydukları ilk etapta 15 daha sonra ise 20 milyar dolarlık dış ticaret hacmi hedefi oldukça gerçekçi ancak bu rakamlara ulaşabilmek için ilk kez 1998 yılında gündeme gelen, 2007 yılından beri ise müzakereleri devam eden Türkiye Ukrayna Serbest Ticaret Antlaşması’nın(STA) en kısa zamanda imzalanması gerekiyor. Biz de dernek olarak özellikle son bir buçuk yıl zarfında bu STA’nın önemine dikkat çekmek, iş dünyalarımız, siyasetçiler ve kamu görevlileri arasında STA’nın getireceği imkanlara dönük farkındalığı artırmak ve bu anlaşmaya destek sağlamak için Türkiye ve Ukrayna’nın 12 farklı şehrinde 20’nin üzerinde yuvarlak masa toplantısı, konferans ve forum gibi etkinlik düzenledik.

Ukrayna ile vize serbestisi 1 Ağustos 2012 tarihinde yürürlüğe girerken, iki ülke arasında pasaportsuz yani kimlik kartıyla ziyaret ise bu yılın haziran ayında başladı. Bu gelişmelerin iki ülkenin ekonomik ilişkilerine yansıması nasıl oldu?

Türk insanının, girişimcilerimizin önündeki engeller kaldırıldığı sürece, bizimle rekabet edebilecek çok az millet var. Bunun örneğini de özellikle son beş yıldır Ukrayna’da yaşıyoruz. Vize serbestisi, iki ülke arasında turizm faaliyetlerini hareketlendirirken, Türk girişimcilerimizin Ukrayna’ya ilgisini daha da artırdı. 2012’den bu yana Ukrayna’ya gelen Türk turist sayısı her yıl çift haneli rakamlarla artarken, geçtiğimiz yıl Ukrayna’ya en çok turist gönderen ilk beş ülkeden biri Türkiye oldu.  Ukrayna’dan, Türkiye’ye gelen turist sayısı ise tarihte ilk kez geçtiğimiz yıl 1 milyonu geçti. Üstelik hemen hemen dünyanın her yerinden ülkemize gelen turist sayısında 2016’ta azalma yaşanırken, 2015’ten, 2016’ya ülkemize gelen Ukraynalı turistteki artış oranı %54 gibi oldukça yüksek bir rakamda gerçekleşti.

Türk işadamlarımız, Ukrayna’nın 2014 yılından beri yaşadığı ekonomik sıkıntılara ve değişim sürecinin sancılarına rağmen, ülkeye inanmaya ve yatırıma devam etti, ediyor. Son üç yılda kümülatif olarak Ukrayna’daki yatırımları artan birkaç ülkeden biri Türkiye. İki ülke arasında hızla artan ulaşım talebine dönük olarak ise başta bayrak taşıyıcı havayolu şirketimiz Türk Havayolları olmak üzere Türk havayolu şirketleri Ukrayna’da yeni hatlar açarken, mevcut sefer sayılarını da artırdılar. Bugün İstanbul ve Ankara’dan, Ukrayna’nın yedi farklı şehrine günlük havayolu seferleri var. THY ülkedeki en büyük yabancı havayolu şirketi haline gelirken, Türk firmaları adeta birbirleriyle rekabet ediyorlar. Kimlikle seyahat, bu sefer sayılarını ve buna bağlı olarak ise iki ülke arasındaki turizm ve iş ilişkilerini daha da güçlendirecektir.

Türkiye ve Ukrayna arasında serbest ticaret anlaşmasına ilişkin görüşmeler devam etmekte. Görüşmelerde hangi aşamaya gelindi? Türkiye ve Ukrayna arasında serbest ticaret anlaşmasının imzalanmasının iki ülke ticari ilişkilerine nasıl bir katkısı olacaktır? İki ülke ticaret hacminin hangi oranda artması tahmin edilmekte ya da hedeflenmektedir? 

İki ülke birbirleriyle stratejik partner ancak bu stratejik partnerliğin içi özellikle 2014 yılında Ukrayna’da yaşanan yönetim değişikliği sonrasında çok daha hızlı dolmaya başladı. Türkiye ve Ukrayna arasında ekonomik ve siyasi, her alanda artan ve derinleşen işbirliğine tanıklık ediyoruz, ilişkiler adeta altın çağını yaşıyor. Bununla birlikte ilişkilerin gelişmesindeki sürdürülebilirlik ancak artan bir ticaret hacmi ve iki ülke ekonomilerinin birbirine daha da eklemlenmesiyle mümkün olabilir. İşte Ukrayna Türkiye Serbest Ticaret Antlaşması(STA) işte bu yolun önünü açacak, sürdürülebilirliğe olanak tanıyacaktır.

Türkiye ile Moldova Serbest Ticaret Antlaşması’nın imzalanmasına müteakip, 2017 yılının ilk çeyreğinde, iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi %56 oranında arttı. Benzer hatta belki daha güçlü bir artışı Türkiye-Ukrayna STA’sı sonrasında göreceğimizi düşünüyoruz. Üstelik bu antlaşma, Ukrayna’nın hızlı kalkınma sürecinde ihtiyaç duyduğu yabancı sermayenin de ülkeye gelişinde katalizör görevi görecektir. Türkiye-Mısır STA’sı imzalandıktan sonra, bu ülkedeki Türk yatırımları sadece üç yıl içerisinde 40 kat artarak, 50 milyon dolardan 2 milyar dolara çıkmıştı. Bugün için Ukrayna’daki Türk yatırımları zaten 2 milyar doların üzerinde, biz bu rakamın STA’sı sonrasında orta vadede 7-8 milyar dolarlara ulaşacağını düşünüyoruz. Ukrayna’ya özellikle üretime dönük olarak gelecek Türk sermayesi, Ukrayna’ya yatırıma şimdilik ihtiyatlı bakan Batı sermayesi için de bu ülkeye yatırıma yönelmede katalizör görevi görecektir.

STA’nın önünde bir pürüz olarak tarım sektörü gözüküyor. Açık ki iki ülkede tarım ürünleri konusunda çok yüksek bir maliyet farkı var. Biz Ukraynalı dostlarımızı daha makul ve mantıklı olmaya çağırıyor, büyük fotoğrafı görerek bu antlaşmayı bir an önce imzalamaya davet ediyoruz. Nitekim bu konuda güzel gelişmeler var. Nisan ayında DEİK ve Lviv Valiliğiyle beraber, Batı Ukrayna’nın ekonomik merkezi Lviv’de düzenlediğimiz Türk Ukrayna Yatırım Forumu’nda aynı  zamanda ülkenin ekonomi bakanlığı görevini de sürdüren, Ukrayna Başbakan Birinici Yardımcısı Stepan Kubiv, Anadolu Ajansı Ukrayna muhabirinin sorusu üzerine bu antlaşmayı en geç 2018 baharında imzalarız diyerek, Ukrayna makamları açısından ilk kez tarih verdi. Geçtiğimiz hafta ise iki ülkenin ekonomi bakan yardımcıları Kiev’de çalışma toplantısında antlaşmanın son haline 2017 yılı içersinde getirileceğini Türk ve Ukraynalı işadamlarına müjdelediler. Gidişat oldukça olumlu gözüküyor.

Türk yatırımcıların Ukrayna ekonomisine etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Söz konusu yatırımların arttırılmasına yönelik yeni bir çalışmanız var mı? 

Türk yatırımcıların Ukrayna’da, Türk girişimcilerin dünyanın başka yerlerinde başarılı oldukları tekstil, gıda, inşaat gibi klasik sektörler dışında da hemen hemen ekonominin her alanında etkin olduklarını görüyoruz. Hazır giyimden, ilaca, makineden, ayakkabı boyasına, hızlı tüketim mamüllerinden, inşaat malzemesine birçok farklı sektörde Ukrayna’da pazar liderliğine ulaşmış firmalarımız var. 600 civarında Türk sermayeli şirket, daha önce belirttiğim gibi ülkeye 2 milyar dolardan fazla yatırım yaparken, Türk inşaat firmaları, aralarında Ukrayna’nın dünyaya açılan kapısı Kiev Borispol Havalimanı, ülkenin en yüksek binası, 5 yıldızlı oteller, yüzlerce kilometre otoyol, köprüler ve yine Ukrayna’nın en modern stadının bulunduğu 5,5 milyar $’ın üzerinde taahhüt gerçekleştirmiş durumdalar.

Ukrayna’daki Türk iş dünyası yalnızca Türk sermayeli firma ve kurumlarla da sınırlı değil. 5 milyar €’luk portföyü ile Ukrayna’nın en büyük yabancı sermaye yatırımcısı olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın, ülkenin en büyük bankası Privatbank’ın, Coca Cola, BAT, Reckitt Benkiser, Beiersdorf gibi çokuluslu firmaların üst yönetimlerinde hep Türk profesyonelleri görüyoruz ve bu Türk profesyoneller ülkedeki ekonomik lobimize büyük güç katıyorlar.

Ukrayna’nın, Uluslararası Para Fonu ile yaptığı anlaşmanın şartlarından biri, tarım arazilerinin alım ve satımını 2001 yılından beri yasaklayan moratoryumun kaldırılması. Bu durum gerçekleştiği takdirde ki, altı ay içerisinde bunun gerçekleşmesi bekleniyor, dünyanın en değerli toprağı olan çernozyonun yani kara toprağın dünya rezervlerinin %25’ine Avrupa’nın ise ekilebilir topraklarının üçte birine sahip Ukrayna’ya tarım sektöründe adeta sermaye akacaktır. Türk firmalarımız ise tarımda yeni oluşacak fırsatlara duyarsız kalmayacaktır.

Bir başka yatırım alanı ise yenilenebilir enerji. Yenilenebilir kaynaklardan elde edilen elektriğe yüksek fiyattan alımı garantileyen yeşil tarife yasasını çıkaran Ukrayna’ya rüzgar, güneş, biokütle ve biogaz gibi alanlarda  Türk firmalarının yatırım yaptığını görüyoruz. Türkiye Ukrayna STA’sının imzalanması ise bugün için ağırlığı hizmet sektöründe olan Türk firmalarına çok sayıda hafif sanayinde faaliyet gösteren imalatçı Türk şirketlerini ekleyecektir.

Ukrayna’daki Türk yatırımlarının daha da artmasına yol açacak bir başka açılım ise maalesef birkaç yıldır çok ağır giden özelleştirme sürecinin hızlanması olacaktır ki, IMF’nin yeni kredi dilimini serbest bırakmak için ortaya koyduğu maddeler arasında özelleştirmelerin gerçekleştirilmesi de yer alıyor.

Ukrayna Varlık Fonu, 2016-2017 dönemi için özelleştirilmesi öngörülen 300 kurumun listesini yayımlamış ve özelleştirme sürecinde yabancı yatırımcıların da katılabileceğini belirtmişti. Ukrayna’daki bu özelleştirmelerin Türk yatırımcılar için sunduğu fırsatlar neler? Daha önce ülkedeki özelleştirme sürecine katılan ve yatırım yapan Türk firmalar oldu mu? Olduysa bu yatırımlar hangi alanlarda gerçekleşti? 

Ukrayna’da daha önce belirttiğim gibi özelleştirme süreci çok yavaş gidiyor. Son üç yılda gerçekleştirilen özelleştirmenin toplam miktarı lisans satışları dahil 300 milyon dolar gibi oldukça mütevazi bir rakamı dahi bulmuyor. Ancak ülkenin sahip olduğu 13 limanın özelleştirilmesini engelleyen yasa düzenlenirken ayrıca kamu iktisadi teşekküllerinin ilk kez gerçek envanteri çıkarıldı. Düşünün devletin elinde hangi firmalara sahip olduğunun net bir listesi bile bugüne kadar yoktu. 3.500 civarında kamu firmasının 2.500’inin özelleştirmeye konu olabileceği, bu firmalardan  yaklaşık 2000’inin özelleştirme açısından bir değer teşkil ettiği tespit edildi. 200-250 stratejik önemi olan kuruluş kenara bırakıldığın 1700 civarında firmanın er ya da geç özelleştirilmesi kararı alındı. Sizin de ifade ettiğiniz gibi bunlardan 300’ünün özelleştirmesi ise ilke etapta gündeme gelecek. Türk firmalarının bu süreci yakından takip etmelerini ve bir ülke tarihinde çok nadir olarak ortaya çıkabilecek bu dönemi iyi bir biçimde değerlendirmelerini öneriyorum.

2014 Avrupa Meydanı sonrasındaki yönetim değişikliği sonrasındaki süreçte, ülke üç yılda daha önce bağımsızlık sonrası 23 yılda yaptığından daha fazla yapısal reformu gerçekleşti. Nitekim Ukrayna, Dünya Bankası kolay iş yapma endeksinde 2013 yılında 137. sıradayken, geçtiğimiz yıl 80. sıraya yükseldi. İşte bu üç yıllık süre zarfında ülkeye özelleştirme/lisans bedeli olarak en büyük sermayeyi sokan kuruluş, Turkcell’in bu ülkedeki iştiraki, Ukrayna’daki üç cep telefonu operatöründen biri olan Lifecell odlu. Lifecell’in yaptığı bu yatırım, Türkiye’nin, stratejik partneri Ukrayna’ya ve Ukrayna ekonomisindeki olumlu gelişmelere duyduğu güvenin de somut bir göstergesidir.

Burak PEHLİVAN

www.burakpehlivan.org

http://twitter.com/bpehlivan

https://www.facebook.com/pages/Burak-Pehlivan/170855116313709

Kaynak:

http://aa.com.tr/tr/ekonomi/turk-firmalarina-ukrayna-firsati/870481

Burak Pehlivanhttps://burakpehlivan.org
Ukrayna, Ukrayna Türkiye ilişkileri, Doğu Avrupa ülkeleri ve yaşama dair bin beşyüzden fazla yazı, makale, bildiri ve rapor kaleme alan; OECD, EBRD, UNDP, USAID ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurum ve kuruluşların organizasyonlarında Ukrayna, kalkınma politikaları, Ukrayna Türkiye ekonomik ilişkileri ve serbest ticaret gibi alanlarda uzman, konuşmacı olarak da görüşlerini paylaşan ve bu konularda onlarca konferans veren Pehlivan, Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Rusça bilmektedir

Diğer Haberler

Bizi Takip Edin

26,500BeğenenlerBeğen
3,252TakipçilerTakip Et
3,989AboneAbone Ol
- Reklam -spot_img

Güncel Haberler