15 C
Kiev
Perşembe, Mart 28, 2024
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

“Ukrayna’da kredi muslukları açılacak, ekonomi canlanacak”

3

Ukrayna’da bugün bankacılık sektörü ne durumda? Ekonomik krizin bankalara olumlu ve olumsuz etkileri neler oldu? Ukrayna’daki Türk şirketleri krizden nasıl etkilendi? Ukrayna ekonomisini ve bankaları neler bekliyor? Ukrayna’daki en büyük Türk bankası Credit Europe Bank’ın Genel Müdürü Onur Anliatamer, bankacılık sektörü, ekonomi ve özel yaşamına dair TUİD WEB’in sorularını yanıtladı:

Kısaca kendinizden bahseder misiniz? Bankacılık serüveniniz nasıl başladı? Ukrayna’da ne kadar süredir görev yapıyorsunuz?

İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme mezunuyum. Mezuniyetimden sonra Finansbank’ta MT olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık iki sene Finansbank’ta bireysel bankacılık bölümünde çalıştım. Bireysel bankacılığın sıçrama yaptığı, agresif satışların başladığı bir dönemde askerden dönmüştüm. Bankacılık hep ilgimi çekiyordu, ancak bireysel bankacılık ile kendimi çok özdeşleştiremedim. Askerden döndükten sonra KPMG’de bankacılık denetimi departmanında çalışmaya başladım. Türkiye’nin en büyük bankalarından ikisini denetleyen ekipte yer aldım. Bankacılık denetimi macerası 4,5 sene kadar sürdü. İnsan bir yerden sonra kendini tekrar etmeye başlıyor. Türkiye’de özellikle büyük bankalarda üç ayda bir denetim yapılması gerekiyor. Yeterli tecrübeyi aldığıma inandığım için masanın öbür tarafına geçmek istedim.

O dönemde Credit Europe ile ilk görüşmeleri yaptığımızda bankanın adı hala Finansbank’tı. Bankada yaptığım görüşmede, beni Finansbank’a MT olarak işe alan insan kaynakları direktörü ile yine karşılaştık. Bu nedenle görüşme çok sıcak geçti. İlk başta Moskova’da mali işler müdürü olarak göreve başlamam gündeme geldi. Ancak Moskova’da banka artık büyümüştü, genel anlamda tüm süreçlerini baştan sonra tamamlamıştı. Orada benim çok fazla katabileceğim bir şey olmadığını düşündüm. Daha sonra, Ukrayna’da, Kiev’de yeni banka kurulduğu, büyüme sürecinde olduğu söylendi ve buraya gelmem teklif edildi. Bankanın yeni kuruluyor olması bana cazip geldi. Kabul ederek 2008 yılında Kiev’de mali işler müdürü olarak göreve başladım. Bir sene sonra mali işler direktörü oldum.

Ukrayna’ya 2008 Ağustos’ta geldim, ekim ayında küresel kriz patlak verdi. O dönemde tam gaza basmışız, bankayı büyütmeye çalışıyoruz, diğer yandan 10-20 yılda bir gelen küresel kriz ile karşı karşıyayız. O dönem benim için stresli, ancak çok faydalı oldu. Ukrayna’ya ilk koyduğumuz sermaye 100 milyon dolardı ve ilk 10’a girebilecek bir banka kurma amacıyla buraya gelmiştik. Rusya’da yakaladığımız başarıyı burada da yakalamak istiyorduk. Buranın ağırlıklı bireysel bir banka olması planlanıyordu. Krizde doğru zamanda frene basarak yeni yatırımları durdurduk, krizin Ukrayna’daki etkilerini görmek istedik.. Kısacası benim kariyer gelişimim zorlu bir sürece rastladı. 2013 Kasım döneminde genel müdürlük görevine getirildim. Yaklaşık 2,5 senedir bu görevdeyim.

Ukrayna’daki iş yaşamının artı ve eksileri sizce neler?

Her ülkenin spesifik iş yapma kültürü var. Bunu ilk başta kendi personelimiz içinde gözlemledim. Ukraynalılar çok çalışkan insanlar. İnsiyatif alma konusunda istekli olmayabilirler, ancak bu hem iyi hem de kötü. İyi tarafı, süreci iyi dizayn ederseniz onun devamlılığını sağlıyorsunuz. Kötü tarafı, süreçte bir tıkanma olursa mutlaka sizin işin içinde olmanız gerekiyor. Benim kişisel tecrübem şu ki, bir kişinin yapması gereken görevi yazılı ya da sözlü olarak, A’dan Z’ye çok iyi aktarmanız lazım. Eğer siz bu aktarımı doğru yaparsanız o kişi bu görevi çok güzel yerine getiriyor.  Burada her şeyin çok net olması gerekiyor. Eğer her şey iyi dizayn edilip, iyi şekilde aktarılırsa, işler burada saat gibi işliyor. Bunu yapmadığınız takdirde aksaklıklar olabiliyor. Müşterilerle olan ilişkilerde de her şeyin çok net olarak ifade edilmesi gerekiyor.

Ben bunu sosyal yaşamında da ilk olarak şöyle anladım. Bir kafede su istediğimde garson, “Gazlı mı gazsız mı?” dedi. Sonra “Soğuk mu, ılık mı?” dedi. O zaman Rusçam da zayıftı. “Su istiyorum, ne kadar zor olabilir ki?” diye düşündüm. En son “Limon olsun mu”? diye sordu. Aynı şey iş yaşamı için de geçerli. Ne istediğinizi net olarak söylerseniz, gerçekten istediğinizi alıyorsunuz.

Son olarak Ukrayna’da iş yaparken her şeyin yazılı olmasında fayda var. Bizim “sözümüz senettir” diye bir lafımız var. Burada söze ilave olarak her şeyin yazıya dökülmesi lazım.

Ekonomik kriz Ukrayna’da bankacılık sektörünü nasıl etkiledi? Sektörün bugün içinde bulunduğu durum hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?

Burada her şey çok hızlı değişiyor. Buraya ilk geldiğimde her köşe başında bir banka vardı. Tek şubeli, adı sanı duyulmamış, sahiplik yapısı bilinmeyen bankalar. Bankacılık en çok şeffaflığın olması gereken sektör.

Türkiye’de insanlar, “Param boşta duracağına bankaya yatırayım, faiz kazanayım” diye düşünür. Ne olduğu belirsiz bankalar burada bankacılık sistemine karşı güvensizlik yarattı. Bu ortamda Ukrayna’ya girdik. Sonra bu durum daha da kötüleşti, ufak tefek bankalar birer birer silindiler.

Merkez Bankası çok olumlu bir adım atarak, şeffaflık kuralını getirdi. Tüm bankaların yöneticilerinin, sahiplerinin şeffaf olması gerekiyor. Örneğin herhangi bir bankanın internet sitesine girdiğinizde, bankanın sahiplik yapısını net bir şekilde görebileceksiniz. Ayrıca bankaların Merkez Bankası’na sahiplik yapısını beyan ederek, kanıtlamaları lazım. Bu yeni bir kural. Aynı kural banka yöneticileri için de getirildi. Artık yöneticiler imza atarken iki defa düşünüyor. Hissedarların, banka yöneticilerinin aile bireyleri de beyan edildi, çok sıkı kontrolden geçti.

Bankaların minimum sermaye gerekliliği de 120 milyon grivnadan kademeli olarak 500 milyon grivnaya çıkarılıyor. Ayrıca denetimler sıkılaştırıldı ve iyi olmayan bankalar elendi. Bu durumda bankacılık sistemi küçülüyormuş gibi gözükse de, aslında geri kalan bankalar güçleniyor. Krizle beraber kötü bankalar sistemden çıkıyor. Krizin olumsuz etkisi ise, var olan bankalar normalde kapanan bankaların hem risklerini, hem de mevduatlarını toplayabilir. Mesela bir banka kapanıyor, mevduat garanti fonu ödemeleri yapıyor sonrasinda insanlar o paraları alıp yastık altına koyuyor, çünkü korkuyor. Biraz faizleri artırarak, dogru pazarlama yaparak bu mevduatlar toplanabilir. Bankalar şu ortamda kredi vermek istemediği için, mevduatları toplamak için de gayret göstermiyorlar. Kalan bankaların büyümesi lazım, ancak, bu olmuyor. Bu da krizin olumsuz yanı.

Krizle beraber bankaların birçok müşterisi eskisi gibi iş yapamaz oldu. Rusya ile ticaret neredeyse  sıfırlandı. Normalde kredi ile işlerini çeviren firmalar, kredi muslukları kapandığı için çevirememeye başladı, bazilari iflas etti. Krizin böyle de bir olumsuz etkisi var.

Krizin tek olumlu yanı, Merkez Bankası’nın bankaları filtrelemede rol alması. Bunun uzun vadede kesinlikle olumlu etkisi görülecek. Bugün Ukrayna gibi bir ekonomide 50 banka bile çok. Onun yerine kuvvetli 30-35 banka bu ülkenin işini görür.

Ukrayna ekonomisine ve bankacılık sektörüne yönelik kısa ve uzun vadeli beklentileriniz ne yönde?

Bence bu dönemde birleşmeler ve satın almalar ön plana çıkacak. Bankacılık alanındaki ilk olumlu hareketleri öyle göreceğiz. Merkez Bankası, minimum ödenmiş sermayeyi 500 milyon grivnaya çekti. Bu para bugün yaklaşık 20 milyon dolar; bir banka sahibi olmak için çok yüksek bir rakam değil, ancak birçok bankanın böyle bir gücü yok. Temiz iş yapan bankalar birleşecekler. Diğer taraftan büyük bankalar da konumlarını sağlamlaştırmak için, temiz, ancak büyüme gücü olmayan bankaları kendi bünyelerine katacaklar. Ben yakın dönemde bu tarz haberler duyacağımıza inanıyorum.

İkincisi, kredi muslukları açılacak. Bir bankanın kredi vermemesi demek aslında zarar etmesi demek. Merkez Bankası gösterge faizini üç puan kadar düşürdü. Faizlerin düşmesi demek, iyi çalışan firmaların kredi opsiyonunu değerlendirmesi demek. Çünkü faizler çok yüksekken, iyi çalışan firmalar, “Ben bu krediyi alırsam faizini mi ödeyeceğim, para mı kazanacağım?” diye düşünüyor. Faizlerin kabul edilebilir seviyelere gelmesiyle iyi firmalar bankalara gitmeye başlayacak. İyi müşterileri bulan bankalar da kredi vermek isteyecek. Ben son faiz indiriminden sonra bu hareketi de bekliyorum. Bu, ekonomiyi canlandıracak.

Ukrayna ve Türkiye bankacılık sektörleri arasındaki farkları nasıl özetleyebilirsiniz?

En bariz farklılık büyüklük. Bugün İş Bankası, Akbank, Ziraat Bankası’nın her birinin aktif büyüklüğü, Ukrayna’da ilk beş bankanın toplamından bile daha büyük. Artık Türkiye’deki bankalar Avrupa çapındaki büyüklüklere ulaşmış durumda. İkincisi, Türkiye’de bireysel bankacılık anlamında çok ciddi bir rekabet var. 2008’de geldiğimde burada da bir rekabet vardı, ama çok basit ürünlerde. Örneğin bir banka araba kredisi faizini yarım puan daha düşürüyor, biri mortgage kredisini üç günde, diğeri bir günde çıkarıyor. Bu da bir rekabet unsuru ama, Türkiye’de artık bu iş çok ileride. Her şeyin çapraz pazarlaması mevcut. Örneğin bir banka, müşterisinin kredi kartı harcamalarına bakarak, “Şu mağazada kredi kartınıza özel indirim var” diyor. Kredi kartı müşterilerine özel araba kredisi faizi veriyor. Türkiye’de artık mortgage kredilerinde bankanın da inşaat şirketi ile birlikte bir sorumluluğu var. Kredi alan kişi, “Arkamda banka var” diyor. Çünkü bir şekilde o proje tamamlanmazsa bankanın da sorumluluğu oluyor. Banka da müşteriyi yakalayıp, hayat sigortası, kasko sigortası vs teklif ediyor. Türkiye’de bankacılık sektöründe artık rekabet başka bir boyuta taşınmış, bankalar hayatın bir parçası olmuş durumda. İnsanlar artık 2001 krizini unuttu, bankalara güveniyorlar. Türkiye’de krediler ekonomiyi canlı tutuyor. Bankaların burada çok önemli yeri var. Ukrayna’da ise bu anlamda bir rekabet yok. Bankalar çok basit ürünlerle, çok basit hizmetler sunuyorlar.

Ukrayna’da müşteriler bankaları hayatın bir parçası gibi görmüyor. Türkiye’de örneğin kredi kartı ile alışveriş yapılıyor, sonra havaalanında bankanın lounge’ına giriliyor. Bankalar futbol maçına bilet bile buluyorlar.

Ukrayna’da kredi kartı kullanımı çok az. Bu konuda bankalar da çaba göstermiyor, çünkü kredi kartı borçlarının geri ödenmemesinden çekiniyorlar. Türkiye’de ise kredi kayıt bürosu gibi bir sistem oluşmuş durumda. Ukrayna’da bankalar sokaktaki adama kredi kartı vermiyor, “Ya ödemezse” diyor. Bilgi yok, database yok.

Ukrayna’da bankalar bireysel bankacılık alanında büyümek istiyorlarsa, bir araya gelmeleri lazım. Kara listeler oluşturulmalı. İsmini, soyadını ya da vergi numarasını girerek, başka bankalardaki kredi borçlarını ödemeyen kişileri görebilmelisiniz. Merkez Bankası gözetiminde bu kara listenin oluşturularak tüm bankalarla paylaşılması, kayıt dışı ekonominin azalması için kredi kartı kullanımının artırılması ve bankaların IT altyapılarını geliştirmeleri gerekiyor.

2

Credit Europe Bank’ın Ukrayna’daki hedefleri neler?

Biz son 1,5 yıldır bekle ve gör politikası izledik. Diğer yabancı bankalarla paralel hareket ettik. Agirlikli tanıdığımız, bildiğimiz müşterilerle çalıştık. Yeni müşteri bulmak için çok yoğun pazarlama faaliyeti göstermedik. Mevcut müşterilerimizin teminat yapılarını kuvvetlendirdik. Zorluk yaşayan müşterilere yardımcı olabilmek için yeniden yapılandırmalar yaptık. En önemlisi, frene bastığımız dönemde amacımız bankanın karliligini korumaktı. Karliligimizi koruduk, mevcut aktif yapımızı kuvvetlendirdik. Ekonomiye bir istikrar gelmiş gibi gözüküyor. Kurlardan, faizlerin düşmesinden bunu açıkça görüyoruz. Mevcut hükümetin IMF ile olan ilişkileri nasıl ilerleteceğini, IMF’in şart koştuğu reformları yapıp yapmayacaklarını yakindan takip ediyoruz. Bu konuda olumlu adimlar görülurse, kredi muslukları açılacak, diğer bankalarla birlikte biz de kredi vereceğiz. Ancak yaptığımız bütçe çalışmalarına göre 2016’da onemli bir büyüme öngörmüyoruz, 2017’de ise Ukrayna ekonomisi ile birlikte bankanın da büyümesini bekliyoruz. Kurumsal bankacılığa devam edeceğiz, şu an bireysel ile ilgili bir düşüncemiz yok. Ama kontrollü büyüyeceğiz. Mevcut müşterilere ilave krediler verilerek, mevcut müşterilerle büyüyüp, 2017’den itibaren ise aktif pazarlama ile bankanın genel anlamda büyümesini sağlamayı planlıyoruz.

Ukrayna’daki Türk şirketlerinin faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz? Müşteri portföyünüzde Türk şirketlerinin ağırlığı nasıl?

Kurumsal bankacılık yaptığımız için, var olan portföyümüz içinde Türk şirketlerinin tamamına yakını büyük, köklü şirketler. Ukrayna’da müşteri portföyümüzün sayı olarak hemen hemen yüzde 30’unu Türk şirketleri oluşturuyor. Kredi bazında ise portföyümüzde Türkler yüzde 20, Ukraynalılar yüzde 80 ağırlığa sahip. Kurumsal müşterilerden toplanan mevduatlar, para transferleri, yabancı para alım satım işlemleri gibi faaliyetlerde ise hizmet verdiğimiz şirketlerin büyük kısmı Türk şirketleri. Kriz döneminde Türk firmaları sağolsunlar bizi güvenli liman olarak gördüler. Türk müşterilerden aldığımız kurumsal mevduatlar oldukça büyüdü. Bundan sonra da bankanın  büyüme sürecine ilk başta Türk müşterileriyle başlayacağını tahmin ediyorum.

Biz bir Türk bankası olduğumuz için, Türk şirketlerine hizmet vermek bizim için önemli bir misyon. Ben Ukrayna’daki Türk firmalarının krizi çok iyi yönettiklerine inanıyorum. Türkiye’deki ana firmalarından da elbette destek gördüler. Türk işadamları, Türk yöneticiler krizi fırsata çevirme konusunda gerçekten başarılılar. Müşterilerimiz çok ciddi yapısal sorunlar yaşamadılar. Tam tersi birçoğu krizde büyüdüler. Bu bence büyük bir başarı. Küçük firmalar ise tabii ki ciddi zorluklarla karşılaştılar. Türkiye ile kurumsal bağı olmayan bazi küçük işletmeler, bankalar da kredi musluklarını kapatınca dönmek zorunda kaldı.

1

Ukrayna’da iş dışındaki hayat hakkındaki görüşleriniz nasıl? Ukrayna sizce yaşam için nasıl bir ülke?

Evliyim. Eşim Ukraynalı. 2,5 yaşında bir kızım var. İzlenimlerime gore buraya gerek profesyonel olarak, gerek iş kurmaya, gerek eğitim amaciyla gelmiş birçok kişi ortalama 4-5 seneden sonra Ukraynalı bir eş ile evlenerek aile kuruyor. Bunun sebeplerinden biri zamanla  bu kültürü benimsememiz, bu ülkeye alışmamız. Eşlerimiz de bu süreçte bizlere destek oluyorlar. Hafta sonları en büyük zevkim ailem ile birlikte parklarda, bahçelerde gezmek. Türkiye’de buna pek zaman bulamıyordum. Ayrıca Türkiye’de şehir merkezlerinde çok da fazla yeşil alan kalmadı maalesef. Burada özellikle hafta sonları bol bol zaman var, trafik yok denecek kadar az. Kiev çok huzurlu bir yer.

Son krizden sonra Kiev’de emlak fiyatlarının düşüşü, göçün artması tüketicileri ve yeni yatırımcıları artırdı. Donetsk’ten, Lugansk’tan, Kırım’dan gelenler burada bir iş yapma ihtiyacı duyuyor. Dolayısıyla Kiev son dönemde kafe ve restoranlar alanında kendisini çok geliştirdi. Yeni açılan yerlerde ailemle, dostlarımla vakit geçirmekten de büyük keyif alıyoruz. Dünya mutfağının tüm örnekleri artık burada var ve fiyatlar da uygun. Eskiden iyi bir yere gittiğinizde İstanbul’dan daha fazla para ödüyordunuz, ama servis kalitesi daha düşüktü, simdi ise tam tersi bir durum soz konusu.

Çocukluğumdan bu yana en büyük zevkim basketbol oynamak. Ukraynalı bir arkadaş grubuyla haftada iki defa da basketbol oynuyorum.

Diğer Haberler

Bizi Takip Edin

26,500BeğenenlerBeğen
3,252TakipçilerTakip Et
3,989AboneAbone Ol
- Reklam -spot_img

Güncel Haberler