9.4 C
Kiev
Cuma, Mart 29, 2024
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

MACARİSTAN’DA TÜRKOLOJİ DUAYENİNDEN KONFERANS

IMG_2643
Türk Macar İşadamları Derneği (TÜMİŞAD)’nin evsahipliğinde Budapeşte’de düzenlenen konferansta Macar Bilimler Akademisi Üyesi Prof.Dr.Dr.György Hazai ilgiyle izlendi. Konferansta Türkiye Cumhuriyeti Budapeşte Büyükelçiliği 1. Katibi Metin Güler, Azerbaycan Cumhuriyeti Budapeşte Büyükelçiliği 1. Müşteşarı Galib Hasanov kısa konuşma yaptılar.

Açılış konuşmasında Türk Macar İşadamlari Derneği Başkanı ve DEİK – DTİK Avrupa Bölge Başkan Yardımcısı Osman Şahbaz ise,

“Bu akşam, Türkoloğ, Rumeli Türkçesi üzerine tercümeleri , Türk dili üzerine birçok çalşıması bulunan, Kırgız Dil Bilimci Türkiyat dünyasının duayenlerinden Prof.Dr.Dr.György Hazai ” Türk Dilinin Dünü, Bugünü. Türk Macar Dili Ortak Yapısı ve İlişkileri”

konulu bir konferans vereceklerdir. Bu konferansı Türk yatırımcımıza ait olan Marmara Hotel Budapest’de gerçekleştiriyor olmamız bizleri ayrıca gururlandırmaktadır.

Dilin Millet Hayatındaki Önemi ve Yeri

Milletleri ayakta tutan, onun varlığını ve devamını sağlayan, millî şuuru besleyen, bir millete mensup olma hazzını veren ve bireylerini birbirine yaklaştırarak onlar arasında birlik oluşturan unsur olarak dilin, millet hayatındaki yeri çok önemlidir. Öyle ki milletin varlığı, dilin varlığıyla mümkündür. Milletler dilleri ile vardır. Dilin millet hayatındaki önemi ve yeri yadsınamaz.

İnsanın geçmişini öğrenmesinde, gününü yaşamasında, geleceğine yön vermesinde, kişiliğini kazanmasında, aynı dili konuşan diğer insanlarla iletişim kurmasında ve kendisini ifade etmesinde dilin çok önemli bir araç olduğu muhakkaktır. Bu bakımdan dil bir anlamda bireye hizmet eder. İşte bu akşam Hazai hocamızın derin bilgi ve tecrübelerini hep birlikte dinleyeceğiz. Türk dili Türk milletinin hafızasıdır, ruhudur, zihnidir. Bir milletin dili bozulursa kültüründe sıkıntılar oluşmaya başlar. Dilin korunmasını millî varlığın korunmasıyla aynı seviyede değerlendirmemiz gerekir. Budapeşte’de 1870 yılında kurulan Türkoloji Bölümünün hatıralarını da hocamızdan dinleyeceğiz. Prof.Dr.Hazai hocamızın özgeçmişi okunduktan sonra mikrofonu hocamza uzatıyorum dedi.

Günümüzde dillerin fakirleştiğini ve yozlaştığını görebiliriz

Prof.Dr.Dr.György Hazai konuşmasına, Türk Macar İşadamları Derneği yetkililerine ve Sayın Başkanı Osman Şahbaz’a sosyal ve edebi konulara destek verdiklerinden dolayı çok teşekkür ederim diyerek konuşmasına başladı.

Devamında ise, 1930 Yılı ile 2014 yılında kullanılan Türkçe aynı değil. 14. ve 15. yy.’da şimdiki zaman fiili yoktu. Türkçe edebi dilinde 19.yy.’a kadar ana yapısında önemli bir değişiklik yoktur. Dünyada temeli Türkçe olan 22 dil konuşuluyor. Bu dillerin temellerini de Türkiye Türkçesi oluşturuyor. Bunları ayrı bir dil olarak görmek doğru değildir. İstanbul ve Bakü Türkçesini örnek göstermek doğru değildir. Bir Kırgız veya Kazak Türkçesi ile kıyaslayalım. Kazak televizyonunu izleyen bir Türk ne kadarını anlayacaktır? Aynı dilleri konuşmadıkları halde, dillerin birbirleri ile akrabalığını kabul etmek lazım. Dilde birlik parolası vardır. Türklüğün büyük kısmı için bu birlik mümkündür diyebiliriz. Geçmişte üç büyük İmparatorlukta Türkler yaşıyordu. Bunlar Osmanlı, Çarlık Rusya ve Çin İmparatorluklarıydı. Bugün ise Osmanlıcanın yerine yeni Cumhuriyet Türkçesi yerleşti.

Macaristan’da Osmanlı döneminde 1000’den fazla ortak kelimemiz vardı. Macaristan’ı Osmanlı terk ettikten sonra bu kelimeler kullanılmamaya başladı. İbrik, fincan kökü itibariyle bize aitti. Türkçede çok eskiye dayanan balta, saban, kazan, arpa gibi ortak kelimelerimiz, iki millet arasındaki göçler sırasında, birlikte yaşadığımız dönemde alınmıştır.

Birde Fin Ugor dilinin Macarca ile akrabalığından bahsedilir. Fince Macarcaya en uzak bir lisandır. Bizimle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Günümüzde dillerin fakirleştiğini ve yozlaştığını görebiliriz. Bu temayül olumlu bir gelişme değildir. Bugünkü gençlik kuşağı konuşmak için birkaç kelime ile yetiniyor. Maalesef Türkçe çok hızlı gelişmekte ve değişmektedir. Macaristan’da 1900 Yılında basılmış bir kitabı bugün dahi rahatlıkla okuyabiliriz. Batıdaki dilbilimciler Türk dili denildiğinde Türkiye’de konuşulan Türkçeyi anlar ve bilirler.

Atatük Türk dilinin oluşturulmasında, alfabe ve dil reformu sırasında Ermeni dil bilgini Agop Martayan (Dilaçar) Beyden çok yararlanıyor.

Ayrıca Macar Gyula Németh’de çok katkı sağlamıştır. Bugünkü kullanılan dillerin korunmasını istiyorum. Maalesef Macarların son yüzyılda bir kahramanı yoktu. Hem ülkesini hemde milletini koruyacak.

Gyula Németh ile yakın ilişkisi olan Fuat Köprülü 1936 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi kurulurken Atatürk’ün de isteği ile Hungaroloji Bölümünü kurdular. İlk Başkanlığına Macar Prof. Dr. László Rásonyi getirildi.

Dinleyicilerin merakla sordukları her soruya Prof. Hazai sabırla cevap vererek açıklamada bulundu. Bir dil en iyi ”sokakta halkın içinde öğrenilir. İşte en güzel örnek Sayın Osman Şahbaz’dır. Kendisi ile her konuyu rahatlıkla konuşuyoruz” diyerek konuşmasını bitirdi.

Seminere Dr.Edit Tasnádi, Pázmány Péter Catholic Üniversitesinden Dr.Csáki Éva, Magyarok Világszövetségének Başkanı Patrubány Miklós István Ádám, TÜMİŞAD Başkan Yardımcısı Emin Altaç, Elçilik 1.Sekreteri Zaur Pashayev, ELTE Üniversitesinde Okutman Berker Kurt, Kaposvár Üniversitesi Öğretim Görevlisi Mehmet Yılmaz işadamları, akademisyenler ve öğrencilerle birlikte coşkulu katılım vardı.

Prof.Dr.Dr.Hazai yazdığı, ilk baskısı 1977 yılında yapılmış olan Türk Dil Kurumu Yayınlarında basılan ”Türkiye Türkçesini Dünü ve Bugünü”

isimli kitabını imzalayarak Başkan Şahbaz’a hediye etti. Başkan Şahbaz’da günü anısına Prof.Dr.Dr.György Hazai ve 1. Müşteşarı Galib Hasanov’ birer plaket takdim edildi.

Proğram sonrası Türk baklavası, çayı ikramı ile birlikte Macarlar, Azerbaycanlılar ve Türkler koyu sohbet içerisinde geç saatlere kadar salondan ayrılmadı.

Diğer Haberler

Bizi Takip Edin

26,500BeğenenlerBeğen
3,252TakipçilerTakip Et
3,989AboneAbone Ol
- Reklam -spot_img

Güncel Haberler