2.8 C
Kiev
Salı, Mart 19, 2024
spot_imgspot_imgspot_imgspot_img

Bir Grek Katolik Noel Yemeğine Dönük İzlenimlerim ve Yemeğin Düşündürdükleri

Arkadaşımın evinde, akşam yemeğinde Ivano-Frankovsk* bölgesinden gelen aile büyükleri ve ailesi ile birlikte güzel vakit geçirdik. Bana harika bir konukseverlik örneği gösterdiler. Yemek duasının akabinde, bugüne özel yapılan bir tatlı ile yemeğe başlandı. Yediğimiz tatlı tarz olarak bizim aşureye benzemekte, tabii ki kullanılan malzemeler farklılık gösteriyor. Bu tatlı yılda yalnızca iki kez yapılıyor. Noel’de ve Paskalya’da. Tatlıyı müteakip bir çeşit hafif ve etsiz borş çorbası -çorbada et yoktu malum  Noel’in sonuna kadar et yememe oruçları devam ediyor- daha sonra Ukrayna’ya özgü bir hamur işi olan vareniki, ana yemek olarak balık, yemeğin sonunda ise birkaç farklı tatlı ikram edildi.
Noel akşamında Hz İsa’nın 12 havarisini temsilen 12 farklı yemek sunulması bir gelenek. Ev sahiplerim zengin bir sofra hazırlamış olmalarına rağmen 12 farklı yemeğe ulaşamamanın bir parça burukluğu içerisindeydiler, yine de Sovyet dönemini andıklarında yüzlerinde gülümseme belirdi. Zira dostumun dedesi ve babaannesi dini ve kültürel gereklerini yerine getirmek istedikleri için Stalin devrinde işten çıkarılıp 7 yıllığına Sibirya’ya sürülmüşler. Kendi meslekleri olan öğretmenliği yapmaları ise ömür boyu yasaklanmış. Benim ile aynı jenerasyondan olan arkadaşımın çocukluğu döneminde ise, Noel kutlamaları zamanında evin bütün pencereleri kapatılır ve büyük bir gizlilik ile Noel yemeği yenilirmiş. Kimin ajan olup olmadığı bilinmediği için gizlilik önemliymiş. Ertesi gün okula gidildiğinde öğretmenler, çocuklara bir gün önce ne yaptıklarını sorar, adeta Noel’i kutlayıp kutlamadıkları konusunda onları zarflarlarmış. Ebeveynlerinin, Noel’i kutladığını ağzından kaçıran çocukların ailelerinin başı büyük belaya girermiş. Bu kişilerin anne ve babalarının işlerini kaybetmeleri, Birliğin ücra köşelerine sürülmeleri işten bile değilmiş.
Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra, Ukrayna’da dine dönük bir yöneliş var. Bu yönelişin motifleri arasında birçok parametreyi saymak mümkün. Bu parametreleri incelemek sosyologların görev alanı, ben ayrıntısına girmeyeceğim. Ancak sonuçları itibarıyla baktığımızda günümüzde özellikle Batı Ukrayna’da dinin ve geleneklerin yaşandığını, yaşatılmaya çalışıldığını görüyoruz. Yemekte biraz ev sahiplerimin geleneklerinden söz ettik ama sohbette ağırlık bizim kültürümüz üzerineydi. Bu yemekte de gördüm ki, Türkiye bölgede yıldızı parlayan önemli bir güç. Arkadaşımın karşılaştırdığımzda diyelim ki Türkiye’nin ufak bir Doğu Karedeniz kasabasında yaşayan babası bana THY’nın reklamlarını her yerde gördüğünden ve THY’nin dünyanın birçok büyük havayolundan daha çok gündemde olduğundan söz etti. Bulundukları şehirde satılan birçok ürün Türk markasıydı, Türkiye’de tatil yapmak ise önemli bir ayrıcalık. Görülüyor ki Türk’e Türk propagandası yapılan dönemler geride kalıyor. Bu güzel ülkenin, güzel insanlarının yarattığı markalar, ürettiği ürünler başta bölge ülkelerinde kabul görüyor. Türkiye ekonomisi ile sanayisi ile güzel insanıyla yumuşak bir güç olarak yeniden doğuyor.
Ülkemiz kendi vatandaşları ve vatandaşlarının değerleri ile barıştıkça ve de başta komşuları dünyanın geri kalanının gelenek ve göreneklerini tanımada daha etkin olduğu sürece gücünü ve etkinliği daha da artıracaktır. Bu çağda yeni bir Osmanlı’ya gerek yok. Ülkelerin topla, tüfekle fethedildiği dönemler geride kaldı. Elbette her şeye karşın güçlü ve caydırıcı bir ordu önemlidir ancak daha önceden atalarımızın at koşturduğu bu coğrafyalarda ve atalarımızın ulaşamadığı diğer coğrafyalarda ülkemiz günümüzde yarattığı değerler ile var oluyor ve olacaktır. Türkiye’de üretilen ürünler, ülkemizin sahip olduğu markalar, THY’yi gibi bayrak taşıyıcı havayolumuz, güzel Türkçemiz, kültürümüz, sanatımız bizi dünyada temsil ediyor ve zamanla daha güçlü temsil edecektir. Bugün Ortadoğu’da yaşayanlar da, BDT ülkelerinin vatandaşları da, Afrika’nın sakinleri de, Türkiye’ye, İstanbul’a gıpta ile bakıyorlar. Batı Avrupa ülkelerinin vatandaşlarının da ülkemize hayranlık duyacakları günlerin yakın olması bizim elimizdedir. Kardeş kavgasından ve şiddetten uzak, birbirimizin değerlerine, farklılıklarına saygı ve anlayış ile bu ülkenin önü açıktır. Su, yolunu bulur ve artık suyun akış yönü Türkiye’nin istikbalinedir.

Burak PEHLİVAN
*Ivana Frankovsk, Batı Ukrayna’da bir yerleşim bölgesidir. Batı Ukrayna, Ukrayna nüfusunun  hakim mezhebi olan Ortodoksların yanı sıra önemli oranda Grek Katolik nüfusa sahiptir.

Burak Pehlivan
www.burakpehlivan.org
http://twitter.com/bpehlivan
https://www.facebook.com/pages/Burak-Pehlivan/170855116313709

Burak Pehlivanhttps://burakpehlivan.org
Ukrayna, Ukrayna Türkiye ilişkileri, Doğu Avrupa ülkeleri ve yaşama dair bin beşyüzden fazla yazı, makale, bildiri ve rapor kaleme alan; OECD, EBRD, UNDP, USAID ve Dünya Bankası gibi uluslararası kurum ve kuruluşların organizasyonlarında Ukrayna, kalkınma politikaları, Ukrayna Türkiye ekonomik ilişkileri ve serbest ticaret gibi alanlarda uzman, konuşmacı olarak da görüşlerini paylaşan ve bu konularda onlarca konferans veren Pehlivan, Almanca, İngilizce, İtalyanca ve Rusça bilmektedir

Diğer Haberler

Bizi Takip Edin

26,500BeğenenlerBeğen
3,252TakipçilerTakip Et
3,989AboneAbone Ol
- Reklam -spot_img

Güncel Haberler